Bu kış Japon klasikleri okuyarak geçti. Toplamda 7 kitap okudum. Biraz ara vermek istiyorum bu maratona. Okuduğum son kitabın etkisi de olabilir tabi. Aslında yayınevinin bu serisini çok sevdim. Kapak tasarımları öyle hoş ki. Birde kitabın girişine öyle güzel öyle etraflı tanıtım yazıları yazmışlar ki. Kitabın yazıldığı dönemden tutun yazarın yaşamı ile ilgili. Ama bir kaç kitapta bu durum rahatsız ediciydi çünkü bütün kitabı etraflıca tahlil ettikleri için sondaki sürpriz olan bir sahneyi bile öncesinde öğrenmiş oluyorsunuz. O yüzden bu kitabı okumaya başlarken giriş kısmı okumadım.
Kitap bir samurayın samurayların uyması gereken normları anlatıyor. Bir samurayın kafasına girip dünyayı anlayış biçimine tanıklık ediyorsunuz adeta diye düşünürken yazarın hayatını araştırdım. Çok zayıf ve çelimsiz olduğu için samuray olsa bile hiç savaşa katılmamış. Hatta efendisi ölünce sepukku(iç organları dışarı çıkmasını sağlayan intihar yöntemi) bile yapmamış. Efendisi hayattayken yazmaya kabiliyeti olduğunu anlayıp çeşitli hocalardan ders almasını sağlamış. Zen ve Konfüçyüs dersleri alıp, üzerine birde hiç bir şekilde samuraylık adetlerini yerine getirmeyip böyle kitap yazması çok ironik.
"Sanat kişiyi kurtarır," sözü başka yörelerin sözüdür. Bizim ailemizde sanat kişiyi mahveder. Hangi konuda olursa olsun, bir sanatı olan kişi sanatçıdır. Savaşçı değildir. "Şu adam savaşçıdır!" dedirtmek için titizlenmeniz gerekir. Bir parça bile sanattan anlamanın savaşçılığa zarar vereceğini kavradığınız anda, tüm sanatlar yararlı olur. Dikkat edilme- si gereken bir konudur.
Sanatta hünerli olduğu söylenen kişi aptalla eşdeğerdedir. Bu, sadece tek bir konudaki ihtirasının aptallığıyla, başka hiçbir şeyi düşünmeden o konuda hüner kazanmıştır. Böyleleri hiçbir işe yaramaz.
Bir yerde dünya üzerinde en gelişmiş ülkeler arasında gelenekselliği en çok sürdüren ülkenin Japonca olduğunu okumuştum. Gerçekten kitap boyunca hem sanat hem de kadın üzerine yapılan yorumlar bu durumu gözler önüne seriyordu. Eklemeliyim ki garip bir şekilde çocuk yetiştirmekte doğru yaklaşımlara sahipler.
Savaşçı çocuklarının eğitilme yöntemi vardır. Bebekliğinden itibaren cesareti güçlendirilmeli, korkutulmamalı, kandırılmamalıdır. Küçüklüğünde korkaklığa kapılırsa, bu onun ömür boyu taşıyacağı bir yara olur. Ebeveynin dikkatsizliğiyle gök gürültüsünden etkilenir, karanlıkta kalmamaya çalışır. Ağlamasını kesmek için korkutucu şeyler söylemek özensizliktir. Çocuğu küçüklüğünde çok sert azarlarsanız içine kapanır. .
Neyse ki bu tür cümlelere rağmen güzel diyebileceğim bir kaç cümle ile karşılaştım.
"İnsan tanımak istiyorsan, hastalan," derler.
"Merhametle baktığınız sürece dayanılmaz bulacağınız kimse olmaz, suçlu insanlara daha fazla acımak gerek,"
Gençliğimde pişmanlık günlüğü tutmaya karar vermiştim, her gün hatalarımı yazmıştım ama, yirmi otuz gün boyunca not almadığım bir günüm bile olmadı. Bunun sonu yok diye, o günlüğü tutmayı bıraktım. Şimdi bile, yattıktan son- ra o günümü aklıma getirdiğimde, söylemeyi atladığım ko- nuların, yapmayı unuttuğum işlerin olmadığı bir gün bile yok. Her şey düşündüğümüz gibi olmaz. Bu, zekâları ile yaşayan insanların akıllarına bile getirmedikleri bir şeydir.
"Ne kadar güzel oynatılan bir kuklayım. İpleri olmadan yürüyen, uçup zıplayan. Hele konuşabiliyor olmam. Ne kadar ustaca yapılmışım.
Japonya'nın siyasi anlamda en güçlü dönemi olan Edo döneminde yazılan bir kitap. O dönemi anlamak için okunabilir. Ama okuduğum çoğu yorumda aynı benim gibi kitap olumsuz bir etki bırakmış ve insanlar Japon klasiği okumaya ara vermiş. Karar sizin. Keyifli okumalar...
Bir tarzı bir dönem istikrarlı şekilde okumak ne hoş. Sıcağı sıcağına karşılaştırma imkânı doğuyor. Ancak benim yapamadığım bir şey. İllâ karıştırmam gerekiyor. Düzensizlik içinde kendimce bir düzenim var:)
YanıtlaSilKeyifli okumalar olsun...
Bende tek solukta değil paralel okuma yaparken birini hep Japon klasiği tuttum diğerini başka tür okudum öyle olunca zorlanmadım. Teşekkürler yorumunuz için
SilUmarım okursun. Set halinde almak uyguna gelmişti ama kütüphanemde tutmaya gerek görmediğim kitaplarda oldu aralarında.
YanıtlaSiluzakdoğu edebiyatını seviyorum tenk yuu :)
YanıtlaSil