27 Kasım 2022 Pazar

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın

 

Kitabın Konusu: Yeni evlenmiş burnu çiçeğinde gelin Fukoko bir gün bir mektup alır. Bu mektup kocasının eski eşi Şinoka'dan gelmektedir. Eski eş evden kovulduğunda yanına bir tane çöp bile alamamıştır. Oysa bu mektubunda evdeki kediyi Lili'yi istemektedir. Kocası bu kediyi deliler gibi sevmektedir. İlk başta bu mektubun arkasında art niyet olduğunu düşünür. Fakat az bir zaman geçince kocasının kediyi mi yoksa kendini mi daha çok sevdiği konusunda ikileme düşen Fukoko kedinin gitmesi için elinden geleni yapar. Kedisini çok seven Şoko'nun kıvranışlarını, Şinoko'nun ilk başta kötü bir niyetle yaklaştığı kedi ile ilişkilerinin zaman geçtikçe samimileşmesini okuyoruz.

Kitap İle İlgili Düşüncelerim: Japon edebiyatının bazı eserlerinin durağanlığı beni çok sıkmıştı. Oysa durum öyküleri okumayı çok sevmeme rağmen. Oysa bu kitap güzel bir öğleden sonra Sai Nehri'nin kenarında oturmuşum gibi bir dinginlik verdi. Silik ve bastırılmış bir karakter olan Şoko'nun belki yaşamı boyunca gerçek manada sevdiği tek şey olan Lili'den ayrılışı. Ona kavuşmak için yaptığı o kısa yolculuk, Şinoka'nın ilk başta eski kocasını yanına çekmek için kötü bir niyetle kediyi istemesi ama ardından kedi ile güzel bağlar kurması kitapta en çok ilgimi çeken kısımlardı. Kitabı okurken soğuk kış mevsiminde küçük bir odada mindere kıvrılmış bir kediyle dikiş dikmenin hayalini kurdum. Hal böyle olunca dikiş makinemi çıkardım. Hazır kış gelmişken.
Kitabın hafif dili, takip edilmesi kolay olay akışı, anlaşılması kolay karakterleri ile insanı yormayan bir eser. Bende ilk başta kedilere karşı önyargılı olup sonradan seven biri olarak kitabı ayrı bir sevdim.

Alıntılar

"Beraber on yıl geçirdiğinizde, karşınızdaki kedi bile olsa, güçlü bağlar geliştirmeniz kaçınılmaz olur."

Kalp denen ufacık makine, insanın yükünü nasıl taşıyacak?

"O kediden başka bana dostluk edecek hiç kimse yok bu dünyada."
Acılarım sayesinde çok güçlendim, öyle ağlayıp durmuyorum; üzüntüm çok, ağlama isteğim de kocaman ama artık bunları düşünmeyeceğim, elimden geldiğince neşeli bir hayat sürmeye karar verdim.

7 yorum:

  1. "Güzel bir öğleden sonra Sai Nehri'nin kenarında oturmuşum gibi..." Bu cümle beni etkiledi açıkçası:) O halde listeye almalı.
    Keyifli okumalar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba umarım kitabı beğenirsiniz. Bana öyle hissettirdi. Umarım sizde seversiniz. Dinginlik ile durağanlık arasında bir fark var Japon edebiyatında bana göre. Bazı kitaplar bana güzel bir dinginlik verirken bazıları durağanlıkla sıkıyor beni. Umarım sizde aynı duyguları hissedersiniz.

      Sil
  2. Değil mi? benimde en çok sevdiğim alıntı oydu.

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar güzel anlatmışsınız, hayran kaldım. İthaki'nin Japon Klasikleri serisini çok beğendiğim için bu kitabı da almıştım ama daha okumaya fırsat bulamamıştım, bir an önce okuyasım geldi. Bir hafta sonumu ayıracağım :) Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Kitabın ismi bana Zülfü Livaneli'nin kitabını hatırlattı. Onun da Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm diye kitabı vardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende kitabı araştırırken karşılaşmıştım o kitapla. Garip daha önce hiç Zülfü Livaneli okumadım. Ama o kitabını merak ettim.

      Sil