Matt Haig'in okuduğum 4. kitabıydı. Yalın fakat bir o kadar mizahi anlatımı ve kurgusuyla kitap beni içine çekti. Fakat sıralama yaptığım zaman en sonda bu kitabı olurdu muhtemelen. Ben nispeten daha az okunan İnsanlar kitabını daha çok seviyorum. Belki de ilk o kitabını okuduğum içinde olabilir. Bir yazarın peşi sıra kitaplarını okuyunca benzer noktaları görüyorsun. Ben yazarların tüm karakterlerinin aynı kişi olduğunu düşünüyorum. Farklı evrenlerde farklı isim ve davranışlarda fakat hepsi aynı eğilimi taşıyan. Yazarın iç dünyasını parça parça işlediği kitaplar. Zamanı durdurmanın yollarında yine bir Öteki'nin hikayesini okuyoruz. Bir yaşta kalan ve çok ama çok yavaş yaşlanan yüzyıllarca aynı yaşta kalan bir adamın öyküsü. O adam aynı kalırken etrafındaki her şey değişiyor. Kitapta yıllar arasında gelgitler yaparak hikayeyi takip ediyoruz. Günümüz ve geçmişi ayrı ayrı takip ediyoruz. İlk başta iki zamanı kafamda tutmak bile zordu. Fakat okudukça hoşuma gitti. İki hikayenin kesiştiği noktaya ulaşmak, ne oldu da bugünkü haline dönüştü diye merak etmek güzeldi.
Alıntılar:
"İnsanlar cadılığa inandı çünkü böylece işleri kolaylaşıyordu. İnsanların bir düşmana değil, açıklamaya ihtiyacı vardır.''
''Mutluluğun anahtarı kendin olmak değil. Ne demek o zaten? Her kesin birçok kendisi var. Hayır. Mutluluğun anahtarı, size en uygun yalanı bulmak.''
Buraya yazdığım sözlerin o gün söylenen sözlerle aynı olduğundan emin değilim. Büyük olasılıkla değiller. Ama ben böyle hatırlıyorum ve tek yapabileceğimiz, gerçekliğin kendisinden çok gerçekliğe dair anılarımıza sadık kalmaktır ki o da tam aynı şey olmasa bile gerçeklikle yakından ilintilidir.
Shakespeare posterine bakıyorum. Eski bir dost gibi bakıyor bana sanki. Resmin altında ona ait bir söz var. Ne olduğumuzu biliyoruz ama ne olabileceğimizi bilmiyoruz.
Sonsuzluk, demiş Emily Dickinson, şimdilerden oluşur. Peki, insan yaşadığı anda olmayı nasıl başarabilir? Öteki şimdilerin hayaletlerinin araya girmesini nasıl önler? Kısacası, nasıl yaşayabilir?
Hendrich'inkine benzer durumlardaysa kaç yıl ya da kaç asır yaşadığınız fark etmiyordu çünkü daima kendi kişiliğinizin parametreleri dahilinde yaşıyordunuz. Zaman ve mekan bunu de ğiştiremezdi. Kendinizden asla kaçamazdınız
kapağı çok hoş gerçekten. Ben en çok insanları sevmiştim. Ama ilk okuduğum kitabı olduğu için de olabilir. biraz kitapların olay örgüsü tekrar ediyor gibime geldi. ama ilk bu kitabı okuyanlar çok sevmiş.
YanıtlaSilİnsanlar kitabını henüz okumadım ama bu sene bitmeden okurum. Yazar benim için 2022'nin en güzel keşiflerinden biri oldu. Erken bıkmamak için kitaplarını arka arkaya okumuyorum yoksa sıkılabilirim diye korkuyorum.
YanıtlaSilKesinlikle arka arka okunmaması gerekiyormuş bende buna kanaat getirdim. Ne zaman bi yazarın ardı ardına kitaplarını okusam pişman oluyorum ama bir türlü aşamıyorum bunu:)
Sil