Kitap on yedi ayrı öyküden oluşuyor. Hani rüya görürken kendimizi bir anda bir sahnede buluveririz. Bir anda sokaktayızdır ve yoğun duygular içindeyizdir. Bir tür zihinsel bir hezeyan sizi takip eder. Olayları anlamlandırmaya çalışırsınız. Kitap boyunca bu tür duygu durumu beni takip etti. Kötü anlamda değil tabi. Başı sonu olmadan bir hikayenin içinde buluveriyorsunuz kendinizi. Ne oldu ne bitti derken bir anda karakterle bir bağ kurmuşsunuz ve öykü bitmiş. Bilmiyorum ben gerçekten çok sevdim kitabı. Kütüphaneme ekleyince tekrar okuyup bu yazı daha da ayrıntılı yazacağım.
1 Ocak 2024 Pazartesi
Tek Odalı Ev Rukiye Yeğinol
Tek odalı ev kütüphanede rastladığım minimalist kapak tasarımı hoşuma gittiği için aldığım bir kitaptı. Kitaptan çok fazla bir beklentim yoktu. İlk öykü beni bir türlü içine almadı. Bir kaç kez okudum bıraktım. Kitap teslim mesajı gelince son kez elime aldım ve en son hikayeyi okudum. Ve çok ama çok sevdim. Derken kitabı karıştırdım 5-6 öykü daha okudum ve çok sevdim. Yazarın yazış tarzı yüzünden mi bilmiyorum ama bana nedense Italo Calvino'yu anımsattı. Bazı öyküleri bir kaç kez okudum. Sonra kitabı üzülerek iade ettim. Tarihini uzatabilirdim ama kendi kütüphaneme almak ve onu okumak istedim. Hem de bir kitabı beklemek ne hoş şey.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Varlığından şimdi yazın vesilesiyle haberdar olduğum bir kitap oldu, teşekkür ederim. :) Ben de merak ettim.
YanıtlaSilrica ederim İlkaycığım. Denk gelirse bir göz atabilirsin.
Silcalvino mu oooo o zaman iyidir bu :)
YanıtlaSilben benzettim nedense. belki alakasızdır. bazen çok alakasız şeyler arasında bağ kuruyorum. okursan beğenirsin umarım
Sil